Add text

“Şükreden ancak kendi iyiliği için şükretmiş olur; nankörlük eden de bilsin ki rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, O büyük kerem sahibidir”

. "Onun şahsında Allah'ı ve Âhiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça hatırlayanlar için güzel edeb ve ahlâk numuneleri vardır. " (Ahzab, 33/21).

Yüce Allah kullarına bir lütuf
olarak bazı haklar vermiştir.45 Bu haklara kul hakkı denir. Yüce dinimiz İslam, kul
haklarına saygı gösterilmesini ister. Kul haklarını çiğnemenin büyük bir günah oldu-
ğunu haber verir. Dinimize göre, kul hakkını çiğneyen kimse hak sahibi hakkını helal
etmediği sürece affedilmez.46 Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Kim kardeşine haksızlık
etmişse, onunla helâlleşsin ...”47 buyurarak bu konuda bizleri uyarmıştır. Müslüman,
kul haklarının kendisi için büyük bir sorumluluk olduğu bilinciyle davranır.

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy dostluk konusunda da doruğa ulaşmıştır. Onun bu
anlayışı günümüz insanlığına da örnek olmalıdır. Yakın arkadaşı Şair Mithat Cemal,
Mehmet Akif’i görevinden istifa ettiği ilk günlerde ziyaret eder. Balkan Savaşının
yaşandığı zor günlerdir. Geçimini sağlayacak her hangi bir işi de yoktur. Şair Mithat
Cemal Kuntay olayın devamını şöyle anlatıyor. “Balkan Savaşı başlarken, Akif Bey,
yegâne geçim kaynağı olan resmî memuriyetinden istifa etti. Kirada oturduğu evine bir
cuma günü ziyarete gittim. Evde beş çocuğundan başka, dört çocuk daha vardı. ‘Bunlar
kim?’ dedim. ‘Çocuklarım!’ dedi. Akif, Baytar Mektebinde iken bir samimi arkadaşıyla
konuşurken anlaşmışlar. Kim önce ölürse, çocuklara sağ kalan baksın diye! Arkadaşı
ölünce Akif de verdiği söze bağlı kalarak rahmetli arkadaşının çocuklarının bakımını
üstlenmiş. Hatta çocuklar uzun bir süre öz kardeş sanmışlar birbirlerini. Mithat Cemal
devam ediyor: ‘Halbuki o zamanlar Akif Bey’in beş parası yoktu.’
(Mithat Cemal Kuntay, Mehmed Akif, s. 308-309.)

el-Afüv: Kullarını çokça
affeden, bağışlayan.

eş-Şekûr: Şükre sınırsız
karşılık veren.

er-Raûf: Çok şefkatli,
şefkati eşsiz olan.