Psikoloji alanında farklı kuramlar, insan davranışını ve zihinsel süreçleri anlamaya yönelik çeşitli yaklaşımlar sunar. Yapısalcı yaklaşım, bilincin yapı taşlarını keşfetmeye odaklanırken, işlevselci yaklaşım bilincin ve davranışların amaçlarına sistematik bir perspektiften bakar.
Yapısalcılığın insan bilincinin yapıtaşlarını bulma çabalarının aksine, işlevselcilik insan bilincinin ve davranışlarının amaçlarına sistematik bir bakışı öngörür. İşlevselcilerin psikoloji tarihine önemli katkılarından bir tanesi “bireysel farklılıklara” vurgu yapmalarıdır.
William James
DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM
Bireyi doğuştan boş bir levha olarak ele alır ve bu nedenle de her türlü davranışın öğrenme sonucu oluştuğunu savunurlar. Bu anlayış, psikolojinin konusu olarak gözlenebilir davranışı ele alır.
John Watson
YAPISALCI YAKLAŞIM
Yapısalcı yaklaşım, insan bilincinin yapısını anlamak üzere yola çıkmıştır. Wundt, tıpkı doğa bilimlerinde olduğu gibi, insan bilincinin “atomlarını” (yapı taşlarını) anlamaya çalıştı. Yani insan bilincini meydana getiren parçaları (yapıları) keşfetmek psikolojinin temel amacıydı.
Wilhwlm Wundt
BİLİŞSEL YAKLAŞIM
Davranışçıların insanın zihinsel süreçlerini ihmal etmelerine karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. İnsanın davranışı üzerinde zihinsel süreçlerin etkisine vurgu yaptılar.
Jean Piaget
PSİKANALİTİK YAKLAŞIM
Freud, insan davranışında en temel unsurun doğuştan getirilen içgüdüler (cinsellik ve saldırganlık) ve bilinç dışı olduğunu vurguladı. Freud’a göre insanlar aslında hayvani bir doğa ile dünyaya gelirler yani insanı doğuştan kötü görür.