MANİPÜLASYON AMA NASIL
Değer Yargılarına Bağlı Duygular
Niçin "cesaret iyi, korkaklık ise kötüdür" deriz de, tersini düşünmeyiz'? Bu, bir tesadüf değildir Sürekli olarak maruz kaldığımız, duygularımızın kullanılarak ınanipule edilmek olayının temelinde, hayatımız boyunca, bazı duygusal kökenli değer yargılarına bağlı kalmamız yatar. Hayatımızı ve kararlarımızı etkileyip, yönlendiren bu duygusal kökenli değer yargılarından en başta gelenlerini şöyle sıralayabiliriz: • Namus • Sadakat• Cesaret • Adalet • İtaat • Düzen • Disiplin • Dürüstlük • Erkeklik ve diğerleri. Örneğin kimisi için dürüstlük, en önemli ölçüdür ve diğerlerinden önde gelir. Bunun nedeni çok değişik öğelerden oluşabilir, belki bunlardan biri de, dürüst olmanın , dürüst olmamaktan daha kolay olmasıdır.
Eğer şimdiye kadar askerleri yöneten komutanlar, onlara savaşmanın ve cesaretin en büyük erdem olduğuna inandırmayı başaramasalardı, savaşmaları mümkün hale gelemezdi. Nitekim savaşabilmenin tek vazgeı;ilmt!Z sartı olan bu inancı, askerler, günümüze dek başarıyla sürdürmeyi ve korumayı da becermişlerdir. Bunu yaparken, gerekli olan şu araçları kullanmayı da iyi bihnislerdir: • Kurnazca övme. Savaş kahramanı ünvanları, madalyalar, terfiler ve halkın önünde yapılan övgüler bunlara bir kaç örnektir • Korkaklığı cezalandırma. Savaştan kaçanlar için uygulanan cezalar, onları halkın gözünde küçük düşürmekten, ölüm cezasına kadar uzayabilmektedir.
Duygulara olan bağımlılığırnızı nasıl kontrol alabilir ve böylece bana başkalaruıııı yaprnasmın önüne geçebiliriz?Duygusunun arkasındaki menfaati öğrenebilmek
Diğer insanlann duygulara olan bağımlılıklanndan. kendi çıkannız için nasıl yararlanacağınızı gösteren birkaç öneri "Savaş bir yanıltmadır. Rakibe kendini olduğundan zayıf göster. Yapabileceklerini, yapamıyormuş gibi davran. Ona hir avantaj ver, sonra üzerine gelince, şaşırt ve yakala. Eğer senden kuvvetliyse, ondan kaç. Eğer onu kızdırdıysan, daha kolay şaşırtabilirsin. Yumuşak ve zayıf biriymiş gibi davran, o zaman gururlanır ve kendini beğenmeye başlar ki, bunlar zayıflık alametleridir. Eğer taze kuvveti ve hızlılığı varsa, önce onu yor."
ı. Seçenek: Alçak gönüllü görünme rolü Eğer karşınızda gücü sizden fazla ya da size denk olan bir rakip varsa, onun saldıracağınız özelliği, kendini beğenmişliği ve kendini güçlü hissedişi olsun. Ona, gücünüzün hepsini ilk anda göstermeyin ve bekleyin. Önce o size, ne denli güçlü olduğunu kanıtlamaya çalışsın. Ondan üstün olan yanlarınızı ortaya koymadığınız gibi, tam tersine onları inkar edin
1. Sizi küçümseyecek, kendisini ise olduğundan büyük görecektir. 2. Rakibiniz, kibarlığından ve sizin ona yapmış olduğunuz iltifatlara olan şükran borcundan dolayı, aslında kendisinin de öyle pek yüceltilecek birisi olmadığını söyleyerek, size kendi zayıflıklarını anlatmaya başlayacaktır. 3. Yine kibarlığı nedeniyle size, hiç de öyle küçümsenecek bir insan olmadğınızı açıklamaya çalışacak ve sizin "bırakın canım, hiç bir şeyi doğru dürüst beceremiyorum zaten" demeniz üzerine, sizin sahip olduğunuz yetenek ve özellikleri sıralamak isteyecektir.
2. Seçenek: Olduğundan büyük görünme rolü Yine kendinize denk ya da sizden daha güçlü olan bir rakibe karşı uygulanacak bu yöntem de, ilki gibi sizi avantajlı bir konuma getirmek amacını taşıyor. Bunu gerçekleştirebilmek için, kendinize güveniyormuş aldatmacasını başarıyla sergilemeniz gerekmektedir. Hele kendinize güveniniz yoksa, bunudaha iyi uygulamak zorunda olduğunuzu unutmayın. Burada, rakibinizin otoriteye olan inancı ve itaatinden yararlanmayı bilmelisiniz örnek sakarya savaşı
1. Rakibin kendine yakıştırdığı otoriteden, daha yüksek bir otoriteye sahipmişsiniz gibi davranın 2. Rakibinizle, onun hiç bilgisi olmayan bir konu üzerinde konuşun ve onun bilgili olduğu konulara pek girmeyin. Bu tekniği, rakibiniz sizin gibi bilgili ve büyük bir kimseye yardımcı olmaktan onurlanacak kadar size hayranlık duyuncaya kadar sürdürün.
"Bir insanın "sürü-insan" sayılabilmesi için, bu özellikleri taşıması gerekir'' diyen Ernesto Grassi'nin anlattıklarını yeniden özetleyecek olursak, karşımıza şu özellikler çıkıyor: • Kişilik kaybı, • Duyguların egemenliği, • Zekanın azalması, • Kişisel sorumluluğun yok olması.
1. Eğer, insanların sizin hakkınızdaki gerçek düşüncelerini öğrenmek istiyorsanız, onların beklediğinden farklı biçimde davranın
Bir insan, diğer bir insanla konusmak için ağzını açtığında bilin ki, aklında tek bir şey vardır: Onu etkilemek ve kullanmak
Bu kitaptan en iyi şekilde yararlanabilmek
1. Ana kuralları tam olarak anlamak ve onlara hakim olup, iyi kullanabilmek
2. Sürekli alıştırma ve idman yaparak, edinilen bu bilgileri çeşitli yerlerde ve olayların içinde denemek, böylece bilgiyi geliştirip, ilerletmek.
1.Dikkat çekmek
a Sizden beklenin tam tersini yapmak.
koyun gibi olursan seni etkileyip yönetenlerin işlerine gelir dikkat çekme kuralında başarısız kalabilirsin ve fark edilmessin klasik koyun davranışlar • Saldırıya, karşı saldırı ile, • Suçlanmaya ise savunma ile cevap verir, • Başkasının yanlışını, yüzüne vurur ve hemen eleştirir, • Yüksek mevki sahibi kişilere karşı, saygı ve çekingenlik duyar, • Yenilgileri de boyun eğme ile karşılaşırız.
b Bilinçli olarak "iltifat" etmek.
cBilinçli olarak karşınıdakileri kışkırtmak yada meydan okuma
örnek annen ders çalışmassan pcyi alırım diyor sen ise alıcaksan al diyerek kışkırta bilirisin yada haha sen mi iyisin iyi olabilirsin kendi çapında benden iyimisin peki gibi
d üstün bilgi yöntemi
Bir adam var herkesin bilemeyeceği ama konuşmaktan zevk alabileceği şeyleri önceden öğrenip onla o konu hakkında konuşmak onu etkilemende ana unsurlardan bir tanesi çıkarım sanatıylada alakalı biraz
e Dolaylı yol yöntemi
Bazen insalara ulaşabilmek zor olabilir yada bir insan doğrudan yaklaşıma pozitif bir tutumda olmayabilir bunun için dolaylı yaklaşmak önemlidir a kişisi olsun bir b kişisi sen a kişisini etkilemek istioyursun b kişiside doğrudan yaklaşıma negatif durumda değil onu bir şekilde etkileyip kabul ettitrebilirsen a kişisini yok sayabilirsen onun için bir tehlike değilmiş gibi olabilir bu sayede a kişisinide etkileyip kontrol altına alabilirsin
f Hacı yatmaz
Main topic
KARAR
Karar verme süreci ve bunun sonuçlarının alınması, belli başlı dört etkene bağlıdır: 1. Karar verenin genel yapısı ve düşünce biçimine, 2. Karar vereceği konu hakkındaki bilgisine, 3. Karar verme sürecini direkt ya da dolaylı yoldan etkileyen kişilere, 4. Karar verme anındaki, kişisel performansa ve moral durumuna.
Eğer karan biz vermezsek, bunu bizim yerimize başkaları yapacaktır
Bir karana oluşumu ve başkalannın kararlannı kendi istediğimiz doğrultuda etkilemenin yolları Bir başka kimsenin kararını etkilemek ve yönlendirmek isteyen birisi, aslında onun üzerinde baskı yapmak, onu etkilemek ve onu kullanmak amacını taşımaktadır. Birisine: "Sizin bu işi almanızı istiyorum. Ama yine de bunu kabul edip, etmemek size kalmış" derken bile, kararı ona bırakmış gibi görünmemize rağmen, ince bir üslup ile baskı ve yönlendirme tekniği uygulanmış olmaktadır. Bunu söyleyen taraf, diğerinin o işi yapmasını arzulamakta, ama karan kendisinin aldığını sanmasını istemektedir. Bunu sırf iyilik olsun diye böyle mi yapmaktadır? Hayır. Çünkü kararı yönlendirmeyi planlayan kişi, bir kimsenin kendi karan vearzusu ile giriştiği bir işte, daha başarılı olacağını bilmektedir ve onun için bu türlü davranmaktadır. Ayrıca olayın böyle düzenlemesinin sonucunda, işi alan kişiye: "Kararı siz aldınız, o halde bunu başarmak zorundasınız" diye baskı yapına fırsatını da eline geçirmiş olmaktadır.
rını kendisine aldırmayı becermek, yeterli olacaktır.) Bir kimsenin kararlarını etkilemek isteyen bir diğer kişinin sağlaması gereken belli başlı üı; temel kural vardır: 1. Onun, olaylara eleştirel ve değişik açılardan bakmasını engellemek. 2. Onu, tek yönlü bilgi ve enformasyonlarla doldurmak. 3. Ona, başka bir alternatif arayacak zamanı ve fırsatı vermemek.
KORKU
1. Kazanılmış olan birşeyi kaybetme korkusu
adama 500 lira veriyorsun işin yarısı bu işi yapmassan o 500 tl yi de senden alırım
2. Bilinmeyen şeylere karşı duyulan korku
mesal gelecek düşünülmesi işsiz kalırmıyım ben işsiz kalsam nasıl olurdu
3. Gerçeklere karşı duyulan korku.
Bir insan çok acizdir kendini güçlendirmek yerine kandırmaya seçer ve yüzleşebilmek varken kaçmayı tercih eder onu duymak istemez
Varoluşumuz
Maddesel varolış insanın eksikliği ve yetersizliği üzerine krlulmuş.Baştan başa aldatmacalar ve yalanlar dolu,oyun ve rol yapma temeline dayalı bir dünyada yaşıyoruz. Kişisel ya da grupsal çıkar ve menfaatler, herşeyin önünde ve üstünde geliyor.Adalet,, eşitlik, namus ve doğruluk gibi kavramlar, hep birer kandırmaca ve oyalamaca olarak kullanılıyorlar. Çünkü yönlendirilmiş, çarpık, yanlış ve kendimizden uzak bir biçimde yaşıyoruz. Gerçek istek ve ihtiyaçlarımızın bile farkında değiliz. Hep başkalarının yönlendirmeleri doğrultusunda davranmak zorunda kalıyoruz.bunları kendi öz istek ve ihtiyaçlarımız sanıyoruz .Tüm bunlar eksik bilgiden ve insanın yetersizliğinden kaynklanıyor insan son derece zayıt eksik ve yetersiz bir varlık kan ter ve göz yaşı olmadan maddesel gelişim sağlanmıyor
Rakipler
1.karşı cins
2.Kendimizi kabul etirme ve ilerlememize engel olanlar
3.otirite ve otireteyi kullananlar
4.toplum
5.Kitle iletişim arçları
AİLE
8POLİTİK OLMAK
3. Amblaj ve ürün
Bir köy varmış o köyde elektirik yokmuş ciddi iyi görünümlü insalar onlara çamuşur makinesi satmışlar ama köyde elektrik yok ama adamlar biz fakiriz abi elimizde bunlar var dersen ulan köyde elektirik yok amk delisi derler geçerler .d
Hiç kimse, kendi zararına olacaksa, bizim yararımıza gerçekleşecek bir şeyi istemez. Bu nedenle, manipulasyon oyununda kendi çıkarımızı ve yararımızı, bizden başka hiç kimse koruyamaz
A. Rakibinizin ihtiyaçlarını iyi belirleyin ve tetkik edin. B. Onun bu ihtiyaçlarından hangisinin, sizin isteğinizin ambalajına daha uygun düşeceğini tesbit edin. C. Ondan sonra sıra, onu avlamak için oltanın ucuna takacağınız yeme gelir.
4.TEKRAR
Bir iddianın üzerinde ne kadar çok inançla ve ısrarla durultırsa. o iddianın inandırıcılık ölçüsü de. o oranda artar. Eğer bir kimse, ileri sürdüğü iddianın zaten bir çok insan tarafından kabul edilen bir şey olduğunu savunursa, diğer kisiler de kendilerini, çoğunluğun fikrine uydurma ihtiyacı içinde hissedeceklerdir.
Rakibinizin güvenini ne ölçüde sarsarsanız, kendinize olan güveniniz de, o oranda yükselir Hiç unutmayınız ki, hayatımız sürekli olarak aktif ve pasif pozisyonlar, güven ve güvensizlik, saldırı ve korunma, başarı ve yenilgi gibi kutuplar arasındaki bir değişim ve bir gidiş-gelişten ibarettir.
Sayısal Çarpım Yöntemi Bir mesajı ya da bir haberi ne kadar çok kimse tekrarlarsa ve onu ne kadar fazla kişiden duyarsak, onun inandırıcılığı da o oranda artar. On ayrı kişinin doğruladığı bir şeye, tek bir kişinin söylediğinden daha fazla inanılır.• Herkes bunun doğru olduğunu söylüyor, • Çoğunluk bunu kabul ediyor, • Kimsenin buna bir itirazı yok ki, gibi yaklaşımlar. sayısal l ;ırpım açısından büyük fayda sağlarlar.
Rakibimizin bir hatasını affetmek, bir büyüklük ve olgunluk göstergesidir. Ama bazı kimseler bu durumu, kendi yararlan doğrultusunda kullanmayı, öylesine iyi becerirler ki Bir kimsenin hatasını, zayıf tarafını ya da bilgisizliğini ona sürekli olarak hatırlatmak ve başına kakmak, tekrarlama ilkesinin en çok kullanılan yöntemlerinden bir tanesidir. Bu yolla, rakibin kendisine olan güveni sarsılır ve zayıflatılırken, yöntemi uygulayan kişinin pozisyonu da güçlenmiş olur. Yöntemin doğru biçimde uygulanması sonucunda, genellikle bu türlü bir ilişki, bir süre sonra, bir bağımhhğın doğmasına yol açar.