arabera Seher ALTINTEPE 5 years ago
107
Honelako gehiago
Fıkra türünün edebiyatımızdaki ilk önemli ustasıdır.
Anı, fıkra ve makalelerinde başarılıdır. Sohbet ve fıkra türünde yazılarında şehir yaşamını, kendi döneminin yaşantısını bütün sınıflarıyla anlatıldı
Edebiyattaki Batılılaşmaya karşı çıkmış, Servet-i Fününcuları eleştirildi .
Ramazan Sohbetleri
lk Sevgi
Şehir Mektupları
Eşkâl-i Zaman
İstiklal Marşığını Safahat'a almamış, kahraman Türk ordusuna armağan yapıyor. Bu şiiri 1921'de yazılmıştır.
Bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.
Şiirlerinde dini lirizm vardır, bunun kaynağı İslam dinidir.
Toplumunu sanat ”anlayışını benimsemiştir.
Fatih Kürsüsünde
Hakkın Sesleri
Süleymaniye Kürsüsünde
Asım
Safahat
İlk şiirleri Servet-i Fünun dergisinde yayımlanmıştır.
Türk-Yunan savaşını işleyen Vasiyet adlı şiiri büyük yankı uyandırmıştır.
Şiirlerinde toplumsal konulara yönelmiş, heceyi ilk kullananlar arasındadır.
Namık Kemâl
Lisanımız
Ordunun Defteri
Ruh-i Kemâl
Kasîde-i Askeriyye
Tevfik Fikret'le yakın ilişkisi kendi kişiliğini bulmasında önemli rol oynamıştır.
1.Dünya Savaşı yıllarında bireysellikten sıyrılıyor şiirlerinde yurt sevgisini işlemerasyonu.
Midhat Paşa
Payitahtın Kapısında
Nedim ve Lale Devri
Elhân-ı Vatan
Fânî Teselliler
1908′den sonra ise toplumsal konuları işlemiştir, “toplum için sanat” anlayışını benimsemiştir.
İtilaf Devletleri tarafından İstanbul’un işgal edilmesi üzerine “Kara Bir Gün” adlı yazısının yayımlanmasından dolayı Malta’ya sürülmüştür.
Malta’da sürgündeyken yazdığı “vatan” konulu şiirleriyle ünlenmiştir.
Çal Çoban Çal
Malta Geceleri
Firak’ı Irak
Gizli Figanlar
1908'den sonra yeni Lisan ve Türkçülük akımlarını benimsemiştir.
Türk Yurdu dergisinin ve Türk Derneği'nin kurucuları arasında yer almıştır.
Silinmiş Çehreler
Bir Tesadüf
Çağlayanlar
Patates
Servetifünun’a yöneltilen eleştirilere verdiği yanıtlarla öne çıkmıştır.
Eski edebiyata karşı yeniliği ve yeni edebiyatı savunan yazılar yazmıştır.
Realizm akımının etkisinde kalmıştır.
Kavgalarım
Talat Paşa
Edebi Hatıralar
Hayat-ı Muhayyel
Nadide
Mehmet Rauf'un Türk edebiyatında kendine üstâd olarak kabul ettiği isim, Halit Ziya Uşaklıgil'dir.
Asıl ününü Servet-i Fünun'da tefrika edilen "Eylül" adlı romanıyla yaptı.
Siyah İnciler
Eylül
Ferda-yı Garam
Garam-ı Şebab
Halk arasında birçok dizesi atasözü gibi kullanılmaktadır.
Sanat, sanat içindir görüşünü benimsemiştir.
Avrupa Mektupları (1919)
Afak-ı Irak (1917)
Hac Yolunda (1909)
Tâmât (1887)
Sanatlı bir söyleyişi, iyi bir gözlemciliği vardır.
Realizm ve natüralizmi benimsemiştir.
Eserleri teknik açıdan kuvvetlidir, bu yönüyle romancılığımızın üstadı sayılır.
Sefile (1886)
Saray ve Ötesi (1942-1981)
Kırk Yıl (1936-1969)
Aşk-ı Memnu (1925-1987)
Kırık Hayatlar(1924-1989)
Mai ve Siyah (1895-1988)
Aruz ölçüsünü Türkçeye hazır uygulandı.
Şermin adlı eserinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
Parnasizm akımından etkilenmiştir.
Tarih-i Kadim (1905)
Şermin (1914-1983)
Rübabın Cevabı (1911-1945)
Haluk'un Defteri (1911-1984)
Rübab-ı Şikeste (1900-1984)
Batı'dan sone ve terza-rima gibi yeni nazım şekilleri yapılmıştır.
Sanat, sanat içerisinde ilkesine bağlı kaldılar.
Hep uzak ülkelere gitme hayaliyle yaşadılar.
Şiirde parnasizm ve sembolizmden etkilenmişlerdir.
Nazım (şiir) nesre (düz yazı) yaklaştırıldı. Konu bütünlüğüne önemsiz.